19 Ocak 2012 Perşembe


Geleceğin ‘görünmez’ bilgisayarları

Sadece klavyeler ve bilgisayar fareleri değil, dokunmatik ekranlar ve sesli komutlar da tarihe karışıyor. İşte mühendislerin üzerinde çalıştıkları ilginç projeler…
Almanya’nın ünlü Frauenhofer Enstitüsü'nün Başkanı Profesör Stefan Jähnichen, geleceğin bilgisayarlarının neredeyse görünmez olacağını, bir başka deyişle, çevrede bilgisayar olduğunu kimsenin fark etmeyeceğini söylüyor.
Yarının dünyasında birbiri ile yoğun bağlantılı sistemlerin, yani günlük hayatımızda bize yardımcı olan bilgisayar sistemlerinin önemli rol oynayacağını belirten Profesör Jähnichen, bilgisayarların adım adım görünmez hale geleceğini belirtiyor ve ekliyor:
“Bugün yeni bir otomobil alan bir kişi, bu aracın içinde 80’den fazla bilgisayarın çalıştığını nereden bilebilir ki; onları görmüyor bile. Bu sistemler aracın yönünü tayin ediyor, aracı durduruyor, ışık sistemini devreye sokuyor ve araçtaki daha birçok şeyin işlemesini sağlıyor”
Bilgisayar yazılımı uzmanı Profesör Stefan Jähnichen, geleceğin bilgisayarlarının ayrıca çok küçük boyutlarda olacağını vurguluyor. Bellek birimlerinin gittikçe küçüldüğüne, daha fazla işlem yapabildiğine işaret eden Jähnichen, işlemcilerin de kapasitelerinin gittikçe artarken, boyutlarının küçülmekte olduğunu kaydediyor.
BİLGİSAYARLA SEZGİSEL İLETİŞİM Stefan Jähnichen, insanın birçok işini görebilecek yeteneğe sahip, gözlük kenarına iliştirilebilecek boyutlarda iletişim aletleri tasarlıyor. Profesör Jähnichen, insanla bilgisayar arasındaki iletişimin daha sezgisel boyutlarda olmasını arzuluyor. Örneğin bir kalemle etrafımızdaki birçok şeyi yönlendirebilecek duruma gelmemizi hedefleyen uzman, şunları kaydediyor:
“Yani, kalemimle projeksiyon cihazına bir işaret yaptığımda onu açmış oluyorum. Kalemimle ona işaret ederek, bir anlamda düğmesine basmış gibi oluyorum; gayet sezgisel bir yöntem. Ya da kaloriferimin ayar düğmesine işaret ederek, ısının çoğalmasını ya da azalmasını sağlıyorum”
SİHİRLİ KALEMİMİZ OLACAK Alman bilgisayar uzmanı Profesör Jähnichen, birçok şeyi idare edecek böyle bir “sihirli” kaleme 2030 yılına kadar sahip olacağımızı tahmin ediyor. İnsanla makine arasındaki iletişim şu sıralarda hala klavyeler, bilgisayar fareleri, grafik ara yüzleri ve en son olarak da dokunmatik ekranlar ve sesli komutlarla yapılıyor. Ancak bu sistemler de artık tarihe karışmak üzere. Profesör Jähnichen, çalıştığı enstitüdeki, iletişim ağlarının, sensörlerin ve bilgisayarın yönlendirdiği 3 boyutlu tam kubbe sinema salonunda geleceğin teknolojisini görebileceğimizi söylüyor:
“Bilgisayarla insan arasındaki yeni ara yüzlerin çok daha interaktif olacak. Yani burada söz konusu olan, sadece jest ve mimikler aracılığıyla verilerin bilgisayara aktarılması değil, bilgisayarın da elde ettiği sonuçları çevreye nasıl yansıttığı. Bu her zaman ekrana bir şeyler yansıtmakla olmayabilir, bilgisayar, örneğin içinde bulunduğumuz mekânı bir anda aydınlatmasıyla da bana reaksiyon gösterebilir.”
Peki, acaba tüm çevremizi kaplayacak, her zamankinden daha yetenekli olacak bilgisayarlar 2030’da insanları daha mutlu edebilecek mi? Profesör Jähnichen bu soruya gülerek şöyle yanıt veriyor:
“Bu biraz da gelişmelere bağlı. İnsanlık bilmem ne kadar bin yılda gelişti ve bu süreçlerden her birini sorgularken, ‘Acaba dokumacılık tezgâhları bizi mutlu edebildi mi?’ sorusu da yöneltilebilir”
Bilgisayar uzmanı Stefan Jähnichen, geleceğin bilgisayarlarının mutluluk getirip getirmeyeceğine tek tek herkesin ve toplumun yanıtının farklı olacağını belirtiyor ve en azından kendisinin bilgisayarsız bir gelecek tasavvur edemeyeceğini vurguluyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder